İlaç gibi gollerle…
Kongre var, yöneticiler pek sessiz, ortada görünmüyorlar… Maç var, kadroya bakarsanız Aboubakar, Amartey, Colley, Masuaku, Tayfur, Umut ve Rosier yok. Bir sakatlık halleri… Mert de cezalı… Bu kadar dağınık ve yokluk içindeki Beşiktaş, Sumudica ile dikenli bir takım haline gelen Gaziantepspor önünde sık sık gol korkuları yaşadı. Öyleki, gol beklentisi Beşiktaş’ta 0.26, Gaziantep FK da 0.44 olarak çalıştı.
Beşli savunma ile oynatıyor Gaziantep FK’yı Sumudica… Önde Riascos ile Draguş birbirlerini tamamlayan, rakibi tehdit eden çift santrfor… Yani Beşiktaş’ta Cenk Tosun ile Aboubakar’ın oynaması düşünülmeyen bu “çift” pozisyonu Gaziantep’te sahiden iş görüyor. Hayır, gol atmadılar ama her fırsatta yakaladıkları toplarla çok çabuk Beşiktaş ceza alanına indiler. Neyse ki, Bailly ve Necip kaleci Ersin ile birlikte bu korkuları sindirmeyi başardı.
Beşiktaş, evet topla daha çok oynayan takımdı. Şutlarda da öndeydi ancak attıkları gollere gelene kadar daha batıcı, daha sivri takım Gaziantepspor olarak göründü.
Maçın en mutsuz adamı Cenk Tosun’du. Aboubakar’ın yokluğunda hem onun temsilcisi hem de bizzat kendisinin elçisiydi. Ne var ki girdiği pozisyonlarda ya bir saniyelik gecikmeler vardı ya da Mustafa Eskiellaç onu durduruyordu. Golcü atamazsa mutlu olur mu hiç? Neyse ki bu halini çabuk atlattı. Maçın skorunu belirleyen kafa golüyle hem mutluluğu buldu hem de üç puanı güvence altına aldı. İki kafa golünde de Salih ve Cenk’in vuruş güzellikleri öne çıktı. Ama havadan gelen ortalara da alkış…
Mete Kalkavan’ı severim. Süper Ligin en sakin en usta hakemlerindendir. Tartışma yaratan kararlardan uzak durmaya çalışır. Ama dün onun bu tedbirli hali işe yaramadı. Gollerden önce Mustafa Eskiellaç’ın Cenk Tosun’a arkadan yaptığı itme, kakma ve çekme penaltı olmalıydı. Bazı dostlar penaltı noktasından kale çizgisine daha yakın olduğu için o pozisyonda Eskiellaç’a doğrudan kırmızı kart bile gösterilebileceğini söylediler. Hani ben o kadar keskin konuşmayayım ama pozisyonun penaltıyı gerektirdiğinde ısrarlıyım.
Beşiktaş, zor zamanda hem üç puanı kurtardı hem yönetimin hem Burak hocanın, hem de taraftarın huzurunu sağladı. Ehh, bize de geçmiş olsun deyip kutlamak düşer.